22 Mart 2010 Pazartesi

Gül'e Ödül "Anayasa Düzenlemelerinden Uzak Dur!" Çağrısı Mı?

Birazcık Türkiye ve dünya gerçeklerini bilenler bilirler ki, Türkiye’deki mevcut statükonun kurucuları İngilizlerdir; koruyucuları da, Yahudi destekli İngiltere ve ABD’dir.

İngiltere’de statükonun, İngiliz derin iradesinin temsilcisi kraliyet ailesidir. Sembolik önemin ötesinde derin, etkili misyona sahiptir kraliyet ailesi. İşte bu aile Abdullah Gül’e bir ödül verdi.

Habere göre: “İngiltere Kraliyet Ailesi'nin yarı resmi düşünce kuruluşu Chatham House'un '2010 Ödülü'ne Cumhurbaşkanı Abdullah Gül layık görüldü. Chatham House, her yıl bir ülkeden devlet yetkilisine, "uluslararası ilişkilerin gelişimine sağladığı katkılarından" dolayı ödül veriyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Irak'ta farklı mezhepler arasında arabuluculuk rolü, Afganistan-Pakistan liderlerini bir araya getirmesi ve Türkiye'nin Ortadoğu ile olan bölgesel işbirliğine yaptığı katkılarından dolayı" ödüle layık görüldü.

Chatham House tarafından övgüyle bahsedilen Abdullah Gül hakkında şu görüşlere yer verildi: "Gül, Türkiye'de ve uluslararası camiada bütünleştirici etkisi ile çok önemli bir figür. Türkiye'nin yakın zaman önce kat ettiği ilerlemenin de önemli isimlerinden biri. Abdullah Gül, bölünmüş Kıbrıs'ın bütünleşmesi konusunda çok önemli adımlar atmış ve Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin normalleşmesi için başrol oynamıştır."

Gül'ün Türkiye'nin AB üyeliğinin de önemli destekçilerinden biri olduğunu vurgulayan Chatham House, "Kendisinin liderliği altında Türkiye, sivil demokrasinin yerleşmesi ile siyasi ve hukuk reformlarının gerçekleşmesinde önemli yol almıştır." ifadelerine yer verdi.

İngiltere Kraliyet ailesi Büyük Britanya İmparatorluğunu temsil eder ve İngiliz hükümetini aşan misyonlara sahiptir. İngiltere kraliçesi aynı zamanda 50’yi aşkın eski sömürge ülkesinin (Common Wealth) kraliçesidir. Onlar arasındaki birliği ve işbirliğini sağlar, İngilizlerin emperyal hedeflerine hizmet eder. Bizde saltanatı ve hilafeti yıkan İngilizler Kraliyeti çıkarları için, sonuna kadar kullanmaktadırlar.

Bir defa İngiltere ne Ortadoğu’da Türkiye’nin etkin olmasını ister, ne de dün kendi lehine kurduğu, bu gün nemalandığı bölgedeki bölünmüşlüğün, kavgaların bitmesini ister. Türkiye’nin böyle çabalar içine girmesinden de fevkalade rahatsız olur. Türkiye’nin demokratikleşmesini ve ülkede yüz yıl önce kurdukları tezgahın bozulmasını ise asla istemezler. Bozulacaksa da kendi istedikleri istikamatte bozulmasını ve kendi inisiyatiflerinde yeniden kurulmasını isterler. Türkiye’deki statükonun yıkılmasından, Ergenekon tarzı yapıların sarsılmasından, militer anlayışın ırgalanmasından en fazla rahatsız olacak ülke İngiltere ve ABD’dir. Anayasa hazırlıklarının bu ülkeleri ciddi şekilde tedirgin ettiğini ve bunu engellemek için yoğun çaba içine girdiklerini düşünüyorum. Bazı partilerin ve kurumların bu köklü değişimi engellemeye gücü yetmeyebilir mülahazasıyla, Gül’ü de bu işten uzak tutmaya çalışıyor olabililer. Abdullah Gül’e verdikleri ödül böyle bir çabaya hizmet ediyor olabilir.

Bizdeki statükonun bekçilerinden Baykal, verilen ödüle paralel Gül’e tehditle karışık bir uyarıda bulundu ve; ‘Cumhurbaşkanı’ndan beklentimiz şudur: Anayasa değişikliği önüne geldiğinde paketin 367’den fazla oy alan maddelerini referanduma götürmeyeceğini, ‘Paketin tamamını halkoyuna sunacağım’ demeyeceğini bugünden ilan etmelidir.’ Dedi. Statükonun sahipleri ve destekçileri ankaşılan Gül’ü denklemin dışında tutmaya, kenarda durmaya zorlamaktadırlar. Milletin teveccühünü kaznmış bir lider olan Abdullah Gül’ün ne ödüllerden ne de tehditlerden etkilenmeyerek, vicdanının sesini dinleyeceğini ve milletin demokratikleşme taleplerini dikkate alacağını umuyoruz.

Türkiye herşeye rağmen batının kurduğu kurumsal ve aristokratik kuşatmayı kırmalı ve bağımsız, millete dayalı bir devlet olmak için bu değişiklikleri mutlaka yapmalıdır. Yoksa statükonun ve onun kurucuları-hamileri İngiltere-ABD rotasında yürümeye devam ederiz. Abdullah Gül aldığı ödül nedeniyle böyle bir fırsatı engellememeli, bilakis bu değişime ve demokratikleşmeye tam gaz destek vermelidir.

Beyaz Türkler ve onların malzemesi Kek Türkler kurumların saltanatını yıkan, milleti öne çıkartan ve milli iradeye dayanan değişikliklerin olmaması için çalışacaklardır. Bu değişiklikleri ABD’nin planladığı, zorladığı yalanını yayacaklardır. Ama milletin basireti bunları aşacak güçtedir, umulur ki devlet adamlarımız da milletin basiretine sahip olsun!

Hiç yorum yok:

Kategoriler

"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir... Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır..."
Mustafa Kemal ATATÜRK