28 Ekim 2008 Salı

ABD Büyükelçisi İtiraf Etti

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi, Bush Yönetemi'nin Türkiye'ye bakış açısı ve Türkiye'yi kullanmak isteyiş biçimiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.


‘Türkiye’ye sömürücü miyoplukla baktık’
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Parris, Bush yönetimini Türkiye ile ilişkileri germekle suçladı.Parris, yeni ABD yönetimine “ilk günden Türkiye’yi gündeminizin en üst sırasına koyun” tavsiyesinde bulundu ABD’nin eski Ankara Büyükelçilerinden Marc Parris, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın “Insight Turkey” adlı dergisinde yayınlanan makalesinde, Türkiye ABD ilişkilerini değerlendirdi ve yeni yönetime tavsiyelerde bulundu. Parris “Türk Amerikan ilişkilerinde Bush mirası” başlıklı makalesinde şunları savundu:PROBLEMLİ ALTI YIL: Bush döneminde Türk-Amerikan ilişkileri sıkıntılar ve krizle geçti. 1970’lerde Kıbrıs konusunda yaşanan Türk-Amerikan ilişkilerindeki gerginlikten bu yana, Bush yönetimi döneminde ilişkilerde en problemli altı yılın yaşanmasının sorumluluğu Washington’da yatıyor. Irak savaşı öncesinde ilişkiler bir derece daha iyiydi.OBAMA’DAN YANALAR: Pek çok Türk, Türkiye ile daha fazla deneyimi olmasına, hatta Ankara’nın bakışıyla hassas Ermeni meselesinde doğru yaklaşımına rağmen John McCain’den çok, Barack Obama’yı destekliyor. Bir sonraki ABD Başkanı, Türk kamuoyunun gözünde sırf George W. Bush olmadığı için daha yüksek bir yerde olacak. BİR PAKİSTAN YETER: ABD’nin çıkarları bakımından da Türkiye başarısız olmamalı. Buna Türk demokrasisi de dahil. ABD’de yeni yönetim, Türkiye’de, batı demokrasisinin kurallarıyla oynayanlar ve Türk halkının güvendiği kişilerle çalışacağını açıkça ortaya koymalı. Bir tane Pakistan yeterli.ÇIKARCI YAKLAŞIM: Bush yönetiminin, Türkiye ile ilişkilerde yaptığı hataların en başında ’sömürücü miyopluk’ bakarak gerçekleştirdiği “Türkiye bizim için ne yapabilir?” yaklaşımını vardır. Bush’un ulusal güvenlik ekibi, sadece bir şeye ihtiyaç duyduğu zaman Ankara’ya dikkatini verdi. Türk çıkarlarına karşı duyarsız kalındı. Kararsız davranıldı Bush’un dış politika ekipleri AKP konusunda kararsız davrandı. Uygun görüldüğünde parti liderleriyle yakınlaşma ve uygun görülmediğinde mesafeli davranma yaklaşımı izlendiği. Kemalistler Washington’ın, AKP’yi kullanarak Türkiye’de bir İslami Cumhuriyet kurmaya çalıştığına ikna olurken AKP destekçileri Bush yönetiminin, İran’da elini serbest bırakmak için Türk ordusuyla işbirliği yaparak partiyi iktidardan uzaklaştırmaya çalıştığından şüphelendi.Demokrasi işliyorİfade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, azınlıklara karşı ayrımcılığın devam etmesi, AKP’nin elini ayağını bağlama çabaları, Türkiye’nin 21’inci yüzyıl batı demokrasisinin temel değerlerini paylaşıp paylaşmadığı sorularına neden oldu. AKP hakkındaki dava “seken kurşun” olmuştur. Parti kapatılsaydı, batıda Türkiye’deki demokrasinin başarısız olduğu yönünde ortaya çıkacak görüşe karşı durmak zor olacaktı. Bu, Ankara ile Washington’un ilişkileri bozulacaktı demek değil. Ancak ortak değerlere dayandıklarını söylemek zor olacaktı. Pakistan’da olduğu gibi, stratejik işbirliğine yönelik rasyonellik, değerlerden çıkarlara dönecekti. Amerikalılar için Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi kapatmama kararı, Türkiye’nin demokrasisinin işlediğini kanıtlamış oldu.PKK konusunda yanlış yapıldı Marc Parris makalesinde Bush yönetiminin en önemli hatalarından birinin PKK konusunda yapıldığını söyledi: Avrupa ve Ortadoğu ile uğraşan ABD bürokrasisi içinde birbirine denk olmayan sorumluluk ve yetkiler, Amerikan-Türk ilişkilerinin yönetiminde engel yarattı. PKK fiyaskosu bunun en açık örneğidir. PKK’ya karşı ABD’nin eyleme geçmemesi de hataydı. Bu, Washington’daki bürokratik çıkmazdan ve Irak’ta dikkat dağılmasından kaynaklandı. ABD’nin harekete geçmemesi Türkiye’de, ‘Amerikan politikalarının bir yansıması’ olarak algılandı. 2007 sonu itibariyle ABD’nin bağımsız Kürdistan’ı kurmak için Türkiye’yi bölme arayışında olduğuna inanılıyordu. Bush yönetiminin, Türkiye’nin yardım çağrılarına cevap vermeyişi ABD’nin, hem Türk kamuoyu hem de yetkilileri gözündeki değerini düşürdü. Kasım 2007’de, Bush ile Erdoğan’ın görüşmesinin ardından ortaya çıkan, ’üzerinde eyleme geçilebilir istihbarat paylaşımı’ kavramı, ’bir tren kazasını’ önledi. Yine de bu girişim, ABD’nin dostluğu ve güvenilirliği konusundaki şüpheleri gidermekte yeterli olmadı.Çıkarlar hala ortakDönemin Dışişleri Bakanı olarak Gül tarafından imzalanan Ortak Vizyon belgesi, ikili gerginliğin ardından hala ortak çıkarlar bulunduğunu açıkça ortaya koydu. PKK terörü, Türkiye’nin Suriye ile ilişkileri, Hamas ve İran konularında Amerikan politikalarıyla operasyonel düzeyde farklılıklar dolayısıyla Ankara tek başına hareket etme eğiliminde.
changeTarget(document.getElementById("news_content"))

DTP Parayla Molotofçu Tutmuş

Araç kundakçıları, DTP'li yöneticilerin kendilerine para verdiğini itiraf etti.

İstanbul'daki araç yakma, kundaklama ve izinsiz gösterilere ilişkin gözaltına alınan 72 kişiden 29'u tutuklandı. 89 adet molotof kokteylinin ele geçirildiği operasyonlarda zanlılardan 19'unun 18 yaşın altında olduğu belirtildi. Operasyonların en dikkat çeken yanı; zanlıların emniyetteki ifadelerinde verdiği bilgiler oldu. Zanlıların ifadesi doğrultusunda DTP'nin İstanbul'un ilçelerinden birinin başkan yardımcısı ve iki gençlik kolları üyesi de gözaltına alındı. Zanlıların, DTP'li bazı yöneticilerden eylemler için para aldıklarını söylediği öğrenildi. İstanbul'da özellikle araç sahiplerinin korkulu rüyası olan araç ve iş yeri kundaklamalarına karşı 9 -26 Ekim 2008 tarihleri arasında yapılan operasyonlarla ilgili basın açıklaması yapıldı. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gerçekleştirilen açıklamaya Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ınn yanı sıra ilgili müdürler katıldı. Cerrah, gözaltına alınan 72 kişiden 19'unun yaşlarının 16 ile 18 arasında değiştiğini ve zanlıların suçüstü yakalandıklarını belirtti. Gözaltına alınan 72 kişiden 29'unun ifadelerinin ardından tutuklandıklarını anlatan Cerrah, gözaltında bulunan 3 kişinin eylemlerde yönlendirici ve azmettirici konumda bulunduklarını ifade etti. Operasyonlarda 89 adet molotof kokteyli ile birlikte 2 adet tabanca ve bu silahlara ait mermiler ele geçirildi. Ele geçen malzemeler arasında bulunan kar maskeleri, ameliyat eldivenleri ve molotofların daha etkili olması için hazırlanmış özel malzemeler dikkat çekti. - DTPLİ İLÇE BAŞKAN YARDIMCISI GÖZALTINDA - Operasyonlarda yakalanarak emniyette sorgulanan zanlıların verdiği bilgilerden yola çıkan polis, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) İstanbul'daki bir ilçenin başkan yardımcısını gözaltına aldı. Aynı ifadeler doğrultusunda partinin 2 gençlik kolları üyesinin de yakalandığı öğrenildi. Zanlıların verdikleri ifadelerde 100 YTL karşılığı molotof kokteyli attıklarını söyledikleri ortaya çıktı. Parayı DTP'lilerden aldıklarını söyleyen zanlıların bu kişilerin kendilerini yönlendirdiklerini söyledikleri öğrenildi. - CERRAH: "HADLERİNİ BİLSİNLER, YOKSA BİZ HADLERİNİ BİLDİRİRİZ" - Operasyonlar ile ilgili bilgi veren Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, zanlıların çeşitli ilçelerde araç yakarken, molotof atarken suçüstü yakalandıklarını belirtti. Terörle Mücadele Şubesi ile İstihbarat ve İlçe Emniyet Müdürlüklerinin ortak çalışmasıyla yapılan çalışmaların başarılı sonuçlarını aldıklarını belirtti. Cerrah, gözaltında bulunan DTP'lilerle ile ilgili olarak, "Bu üçünün önümüzdeki günlerde adliyeye çıkarıldıktan sonra basın açıklamaları yapılacaktır. Bunların durumları molotof kokteyli atılması eylemlerindeki üstlenmiş oldukları rollerde bölücü terör örgütüne ne şekilde yardımcı oldukları da ortaya çıkarılmıştır." dedi. Celalettin Cerrah, İstanbul polisinin toplumsal barışı hedef alan saldırılara karşı girişimlerin boşa çıkartılmasında kararlılığa sahip olduğunu dile getirdi. Cerrah, "İstanbul halkı bize güvensin. Terör eylemlerini kanunlar çerçevesinde İstanbul polisi, İstanbul halkının huzur ve güvenliğini bozacak olanlara, mücadelesi sayesinde müsaade etmeyecektir. Bu işler güvenlik güçlerinin işidir. Bu işleri bize bıraksınlar, bize güvenmeye devam etsin İstanbul halkı. Bu işlere karışan, eylem yapmaya çalışanları en kısa sürede yakalar adalete teslim ederiz. Biz İstanbul'da görev yapmaktan, İstanbul halkına hizmet etmekten şeref duyuyoruz. Bölücü terör örgütleri şunu bilmelidir ki; karşılarında İstanbul polisinin, Türk polisinin kararlı duruşu vardır. Halkımıza zarar vermeye kalktıklarında göğsümüzü siper ederek canla başla mücadelemizi sürdürerek İstanbul halkına zarar vermelerine müsaade etmeyiz." diye konuştu. Cerrah, bütün unsurlarla bu mücadelenin süreceğini söyledi. Konuşmasının sonunda Cerrah, "Polis olarak can vermemiz gerekiyorsa, bayrak için can vermemiz gerekiyorsa önceden de yaşadığımız gibi canımızı da veririz. Terör örgütleri hadlerini bilsinler. Yoksa bugüne kadar olduğu gibi hadlerini bildirmeye devam ederiz." ifadelerini kullandı. (Cihan)
changeTarget(document.getElementById("news_content"))

Atatürk'e 72 Yıllık Mektup




Atatürk'e 72 yıl önce bir şehit oğlunun yazdığı mektup ortaya çıktı. İlkokul mezunu olan Şehit oğlunun mektubundaki dil hayranlık uyandırıken, içerik duygusallaştırıyor.




TBMM’ye bağlı Dolmabahçe Sarayı'nın deposundan, Atatürk’e 1936 yılında bir şehidin oğlu tarafından yazılan mektup çıktı. Çanakkale savaşında babasını kaybeden ve ailesine bakabilmek için iş isteyen gencin mektubundan çok duygulanan Atatürk de, bu gence Beyazıt’taki Talebe Yurdu'nda iş buldu. Milli Saraylar Daire Başkanlığı bugün "Atatürk ve Milli Saraylar" adlı bir sergi açacak. Dolmabahçe Sarayı'nın giriş katında açılacak olan sergide, 43 adet belge ve Atatürk’ün saraylarda çekilmiş 14 fotoğrafı yer alacak. Bunlar arasında Atatürk'ün yaverine hediye ettiği bir fotoğrafı da bulunuyor. Sergide, Atatürk'ün Dolmabahçe Sarayı'nda kalan şahsi eşyaları, manevi kızı Nebile Erdebil’in şahsi eşyaları ile Atatürk'ten iş isteyen bir gencin mektubu da bulunuyor. Sergi, 16 Kasım tarihine kadar her gün 09:30-17:00 arasında ücretsiz olarak gezilebilecek. Sergide yer alacak bir mektup ise Atatürk’ten iş isteğini içeriyor. Bu konuyla ilgilenip Beşiktaş Kaymakamlığı'ndan durumun araştırılmasını ve gence iş bulunmasını isteyen Atatürk’ün, daha sonra da Beyazıt’taki Talebe yurdunda genci işe yerleştirdiği anlaşılıyor. Çanakkale savaşında babasını kaybeden ’’ Hüseyin oğlu Ali’’ adlı Sinop’lu vatandaşın, Atatürk’e yazdığı ‘’Reisi Cumhurumuz, sevgili Atatürkümüzün yüce önüne’’ diye başlayan ve 72 yıl sonra gün ışığına çıkan mektubu şöyle:
O MEKTUP
‘’Ben yurt ödevini Selimiye topçu kıtasında yapmış ve babasını, Çanakkale savaşının yüksek istişarelerinizde, yurdu tarihe geçen bir kahramanlıkla korurken, şehit veren bir Türk evladıyım. Çelikten kollarım ve sarsılmaz bir metanetim var. Şehit babamın bana bıraktığı üç küçük kardeşimle, zavallı anamın ve iki de yetimin ve iki de malul halamın iştiraki ile sekiz kişilik bir ailenin, hem koruyucusu hem de ekmek getiricisiyim. Bu zavallı ailenin benden başka hiç kimseleri yok. Çok düşkün ve sefiliz. Onları beslemek için yurdun her yerinde herhangi bir işle, çalıştırılmaklığım için başvurmadığım yer kalmadı. İlkokulu bitirmiş, çok sağlam ve gürbüz bir Türk yiğidi olan ben fabrikalar doldurup, eşsiz yaptığınız bu cumhurluk toprağında her hangi bir tavassuttan mahrum olmaktan başka hiçbir kabahatim olmadığı halde, ben kendim ve hem de şehit babamın bana bıraktığı anam ve yavrularını açlıktan inletiyorum. Milli Saraylar Müdürüne dört ay önce bir dilekçe verip korunmamı yalvarmıştım. Belki de kayboldu. Bütün ulusu kurtaran varlığınıza bu ikinci dilekçem ve gözyaşlarımla sığınır, çok sevdiğinizi iyi bildiğim şehit yavrularından biri olan bana acımanızla bir iş verilmesi için yüksek buyruklarınızı yalvarırım. Sevgili önderimiz… Boyabat Benlibelen köyünden, Çoraklı oğullarından, Beşiktaş Akaretler, 3 numaralı, Hakkının kahvesinde sakin Hüseyin oğlu Ali…




Kategoriler

"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir... Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır..."
Mustafa Kemal ATATÜRK