3 Haziran 2010 Perşembe

PKK&İsrail Saldırısının Kodları

PKK'nın Deniz Kuvvetliri'nde görevli askerlerimizin şehid etmesi ve İsrail'in yardım gemilerine saldırması olayındaki derin mesajlar...

Analiz/Aktifhaber

İki Saldırı Tek Mesaj

İsrail'in Türk Vatandaşlarını öldürmesi ve Hatay'da PKK'nın Türk Askeri'ni şehid etmesi arasındaki kritik mesaj...

İsrail’in insani yardım taşıyan gemilere saldırı düzenlemesi ve Türk Vatandaşları’nı öldürmesiyle eş zamanlı olarak kritik bir PKK saldırısı gerçekleşti.

İskenderun’da PKK, bilindik eylem bölgesinin ve eylem şeklinin dışına çıkarak Deniz Kuvvetleri’ne saldırıda bulundu. Tam da Türk Deniz Kuvvetleri’nin insani yardım taşıyan gemileri koruması konuşuluyorken.

PKK, Deniz Üs Komutanlığı’na saldırdı ve 7 askeri şehit etti.

Daha önce Kuzey Irak’ta PKK’lıları eğittiği ortaya çıkan ve bu dolaylı olarak dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından doğrulanmıştı. MİT’in raporlarıyla da ortaya çıkan eğitim belgelerinde, PKK’lı teröristlerin “nokta eylemler” yapma konusunda ileri düzeyde eğitildikleri ortaya çıkmıştı.

Başkent Kulisleri’nde İsrail’in Deniz Kuvvetleri’ne saldırarak Türkiye’ye “üzerimize gelirseniz PKK kartını yeniden kullanırız” mesajı verdiği konuşuluyor.


Yusuf Gezgin/Aktifhaber.com

İsrail Çıldırdı



İsrail bir avuç nüfusa sahip küçük bir ülke, ama bütün dünyaya meydan okuyor. BM dahil hiç bir uluslararası kuruluşu takmıyor. Sivilleri bombalıyor, misket bombaları atıyor, BM konvoylarını vuruyor, gazetecileri öldürüyor, dünyanın gözü önünde sivil halkı açlığa, ölüme mahkum ediyor. Batılı ülkelerin pasaportlarını kullanarak 3. ülkelerde cinayetler işliyor, suikastler yapıyor. Ve bunları yaparken kimseden, hiç bir güçten çekinmiyor. Son yıllarda sesini yükselten Türkiye gibi bir kaç ülke hariç, hemen hiç bir devlet İsrail’e laf edemiyor.

İsrail dediğiniz, neticede Gürcistan kadar bir ülke. Gürcistan’ın dünyada esamisi okunmazken, kimse kale almazken, güya batı kulübünün koruması altında olduğu halde, Rusya işgal edebilirken kimsenin gıkı çıkmıyor. Ama İsrail dünyanın patronu gibi davranıyor. Hiç bir kural kaide, güç tanımaksızın, dünyaya meydan okuyarak, azgınca işlere girişiyor.

İsrail’in bu gücü nereden geliyor?

İsrail’in bu gücü, dünyanın hemen bütün devletlerinde etkin ve örgütlü olan Yahudilerden kaynaklanıyor. Yahudi soykırımı(?) aynen 11 Eylül vakası gibi bir mizansendir ve dünyada Yahudi hakimiyetinin tesisini sağlamıştır. Bu olay sonrası binlerce yıllık Yahudi hayali gerçekleşmiş, İsrail devleti kurulmuştur. Yahudiler bu olay sonrası dünyanın yeni süper gücü ABD’ye iyice yerleşmişlerdir. “Antisemitizm” denilen bir tehdit üreterek kendilerine dokunulmazlıklar, korumalar elde etmişlerdir. Yahudilerin asıl gücü İsrail değildir. İsrail yahudiler için kutsallığı olan topraklarda kurulmuş küçük bir devlettir. Buzdağının üstte kalan kısmıdır. Artık Yahudiler için Arzı mev’ud bütün dünyanın hegemonyası ve hakimiyetidir. Ve bu gün dünyada net bir Yahudi hakimiyeti vardır. Batı, ABD’den Fransa’ya, İngiltereye, hatta “Yahudi düşmanı” gibi gösterilen Almanya’ya kadar Yahudi güdümünde ve etkisindedir. Batı medeniyeti her ne kadar Yahudi-Hristiyan medeniyeti olarak anılıyorsa da, özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Hristiyanların silindiği, Yahudilerin etkin, belki de “tekel” olduğu bir medeniyet haline gelmiştir. 11 Eylül sonrası bu gücü sürdürmenin araçlarından birisi de, İslam-Hristiyan çatışması ve dünyada yükseltilen İslamafobiya, “terörist Müslüman” algısı olmuştur.

İsrail’in aymazlığı, boyunu aşkın ukalalığı, kendi gücünden veya nükleer silahlarından vs. kaynaklanmıyor. Bütün dünyayı örümcek ağı gibi sarmış etkili Yahudi networkundan, global Yahudi sermayesinden, uluslararası kuruluşlardaki Yahudi etkisinden, ABD’nin tepesine binmiş olmaktan, pek çok ülkenin sinirlerini ele geçirmiş olmaktan kaynaklanıyor.

Yahudilerin kutsal rüyası, Arzı mevud’un coğrafyası İsrail devleti, bu gün Yahudilerin en büyük zaafı, en zayıf noktası halne gelmiştir. İsrail’in yaptığı zulümler, aymazlıklar, sınır tanımazlıklar masum Yahudilerin de başına bela olmaktadır ve pek çok Yahudi bunun farkındadır. Ancak herşeye rağmen İsrail’i korumak durumunda kalmaktadırlar. İsrail bu gün Yahudilerin en büyük problemidir ve ukala, hukuksuz, canice tavırlarından dolayı dünyada antisemitizmi tetiklemektedir. Korkarım ki bu gidiş sadece İsrail’in değil, bütün Yahudilerin helakine neden olacaktır.

Peki İsrail’in Türkiye ile problemi nedir?

Türkiye, içinde pek çok Yahudi-Sebatayın bulunduğu İttihatçı gelenek tarafından kurulmuştur. Bu nedenledir ki, dünyadaki pek çok Yahudi Türkiye’yi İsrail’den önce kurulan “ilk Yahudi Devleti” olarak kabul etmiştir. Mübadelede pek çok Sebatay, Yahudi güvenli bularak, bu yeni devlete göç etmişlerdir. Müslüman kimliğine rağmen, İsrail’i ilk tanıyan devletlerden birisi Türkiye’dir. Türkiye İsrail arasında çok stratejik ilişkiler, anlaşmalar vardır. Özellikle askeri yazılımlarda Türkiye bütünüyle İsrail’e bağımlıdır. Tohumculuk keza öyle. Her darbe döneminde ve askerin etkin olduğu zamanlarda İsrail’le ilişkilerimiz güçlenmiştir; 28 Şubat sürecinde ise zirve yapmıştır. Ancak AKP hükümeti döneminde, özellikle dış politikada ABD-İsrail ekseninden çıkma olmasa da, kaymalar başlanmıştır. AKP daha geniş bir dış politika vizyonu oluşturmuş, pek çok devletle diplomatik ilişkiye geçmiş, tarihin, coğrafyanın ve kültürümüzün bize yüklediği sorumluluklar çerçevesinde yeni networklar kurmaya başlamıştır. Dün, sadık bir müttefik olarak gördüğü ülkenin giderek elinden çıkıyor olması İsrail’i ciddi endişelndirmiştir. “One minute” olayı ve Gazze ile ilgili çıkışlar iyice öfkelendirmiştir. Derin yapımız ve stratejik kurumlarımız üzerinde etkin olan İsrail ve Yahudi lobisi, geride bıraktığımız yıllarda pek çok karanlık ve derin projenin, darbe planının göbeğinde olmuş, ama sonuca ulaşamamıştır.

Uzun süredir kontrolünde tuttuğu, Ortadoğu’daki tek sadık müttefiki Türkiye’yi kaybettiğinin farkına varan İsrail ve Yahudi lobisi mutlaka bir şeyler yapmalıydı. Zaman geçiyor ve Türkiye elinden kayıp gidiyordu. Bütün derin operasyonlar, yargısal hareketler boşa çıkarılmakta ve deşifre edilmekteydi.

İsrail’le genetik bağı olan bizim derinler ve bazı kurumlar bu yaz için ayrıntılı bir plan yaptılar. Yüzyıldır bir kafes içinde ve kontrol altında tuttukları aslanın uyanmasına, milletin kendisine gelmesine, “demokratikleşme” denilerek bir milletin kelepçelerini çözmesine göz yumma-malıydılar.

Dünyaya hükmeden geniş networkun Türkiye’deki şubesi “beyazlar” iktidar adayı(!) CHP’ye bir hareket çektiler ve genel başkanı devirdiler. Sırada Türkiye’yi terörle ısıtmak, güvensiz, kaos içinde bir ülke haline getirmek ve mevcut hükümeti düşürmek, milletin iradesini eline almasını engellemek vardı. Büyük kukla APO da zaten gerekli şeyleri söylemişti.

Gazze’ye giden sivil silahsız yardım gemilerinin basılması ve onlarca insanın öldürülmesini “İsrail’in Türkiye’ye karşı birikmiş kin ve nefretine” bağlayabilirsiniz. Türkiye’yi bir şekilde cezalandırmayı düşünüyordu. Gemi baskını İsrail için, neler yapabileceğini göstermesine yarayacak bir malzeme oldu. Öte taraftan, üzerinde etkin olduğu terör örgütünün İskenderun gibi güvenli bir şehirde ve deniz güçlerine baskın yapması Türkiye’ye çifte mesaj oldu.

İsrail ve onun içerideki derin uçları bununla yetinmeyecekler!.

Bu yaz PKK terörünü Türkiye’yi terbiye etmek ve kaos çıkararak, ülkeyi yönetilemez hale getirmek, hükümeti düşürmek için kullanacaklar!.. Her gün ülkenin dört bir yanına şehit cenazeleri dağılacak!... “Millici”, “ulusalcı” rolündeki figüranları piyasaya sürüp provokasyonlar yaptıracaklar!.. KCK’yı sokaklara salıp hükümeti ve devleti zaafa uğratacak kitlesel eylemler yaptıracaklar.

İsrail çıldırdı ve sivil bir gemimize saldırıp onlarca insanımızı katletti. Ama İsrail asıl, yüzyılın başında ülkenin içine yerleştirilmiş elemanları harekete geçirip Türkiye gemisini içeriden batırmaya çalışacak!..

Bundan sonra dışarıdaki gemiye değil, içeride İsrail’in kullandığı derin-kripto tayfalara dikkat edelim!

Dışarıdaki İsrail’le mücadele kolay. Sinirlerimize sinmiş, damarlarımza girmiş, beynimize hükmeden, kurumlarımızı işgal etmiş İsrail’e karşı teyakkuza geçelim!..

Hiç yorum yok:

Kategoriler

"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir... Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır..."
Mustafa Kemal ATATÜRK