18 Eylül 2009 Cuma

Ergenekon ve Masonlar Üzerine

Ergenekon- Mason bağlantılarına fazlaca derinlemesine inilmediği için birçok konu da karanlıkta kalmaya mahkûm olmuş durumda.


Atatürk’ün ölümü hakkında çokça senaryo yazılıp çizildiği için Masonların Atatürk’ü öldürdüğü üzerinde fazla durmayacağız.
Zaten ağır basan görüş de Masonların ATA’yı öldürdüğü yönünde.
Ancak Ergenekon- Mason bağlantılarına fazlaca derinlemesine inilmediği için birçok konu da karanlıkta kalmaya mahkûm olmuş durumda.
Bizim şu meşhur Bilderbergci ve Illüminati üyesi bir numaranın izini yakaladıktan sonra ondan önceki 1’lerin peşine düşmüştüm. M.Kemal dönemiyle alakalı bir şey çıkar mı diye araştırırken çok enteresan bağlantıların çıkması Ergenekon dönen çıkmazı iyice içinden çıkılmaz bir hale getireceğe benziyor.
Şu sıralar Türkiye, Almanya, Yunanistan ve Fransa dörtgeninde gezen Ergenekon lideri bir numaralı büyüğümüz hayli perişan bir durumda olsa da pek pes edeceğe benzemiyor.
Yeni bir ortam olur mu, olmaz mı diye ABD ve Almanya güzergâhlarında kulis peşinde koşmakla meşgul.
Önümüzdeki aylarda Trilateral Commission ve CFR’nin yapacağı toplantılara katılır mı bilemiyoruz ama bu toplantılara katılan 55 kişinin içersinde olan Bill Clinton’dan önceden yaptıkları gibi yardım isterler mi orası da muallâk.
İşin kötü yanı Bill’in hanımı Ergenekoncuların karşısında, yani bir numara Bill’i ikna etse de bizim Hillary’i ikna etmesi çok zor.
Türk lobisi Hillary Clinton’u avucunun içine almasa da Clinton üzerinde etkin konumdalar.
*
Atatürk’ün ölümü ile bunların ne alakası var diyeceksiniz.
Aslında pekte yok gibi gözüküyor…
Ancak ve ancak…
*
Bildiğiniz üzere Cuma namazlarını terk etmeyen bir numaralı arkadaşın yaşı yaklaşık olarak 80’e yaklaşmak üzere.
Gerçi 70 altıda olabilir ama 70 üstü gösteriyor.
Şimdi bu 1 numara denilen zevat kaç yıldır bu görevi yapıyor tam olarak onu kestiremiyoruz, yalnız ondan önceki 1 numaralı şahsın 1973’te kurulan ve baş aktörleri Henry Kissenger, Zbigniew Brzezinski ve David Rockefeller’in olduğu ve kurduğu Trilateral Commission adlı yapıya o yıllarda yerleşme olanağı nedir işte onu öğrenmek de gerekiyor.
En azından şunu biliyoruz ki, şimdiki 1 numara ondan önceki şahsın ölümünden sonra oraya seçilmiş ve hala daha bu görevi devam ettiriyor.(Bazıları sık sık bir numara değişiyor dese de tamamen yalan, 38’den sonra 4 veya 5 tane bir numara bilgisi var)
Tabii işin diğer bir garip tarafı da şu, 80 darbesinde Evren paşa’nın darbe için emir aldığı bir numaranın Türk olmaması. Tıpkı 60 darbesinde olduğu gibi.
60’da amansız bir darbe savunucusu olan İsmet Paşa acaba mason localarını açarken kimden emir almıştı, ona bu emri veren kimdi? Şimdiye kadar niçin bu sorunun cevabını araştıran olmadı…
Atatürk’ün kapattığı mason localarını açmak için İnönü neden bu kadar acele etti?
*
Kremline Atatürk’ün ölüm raporunu sunan Türkiye’nin ikinci mason lideri Mustafa Hakkı Nalçacı Ergenekon’la uzaktan-yakından bir bağının olması bizi dipsiz bir kuyuya götürüyor.
Tarih sayfalarında sürekli olarak arka planda kalan Encüman-i Daniş’in Atatürk dönemindeki versiyonu olan ‘’Zevat-ı Mutade’’ Gazi’nin ölümüyle aslında çok ilişkilidir.
Çankaya sofralarına katılan ‘’Zevat-ı Mutade’de’’ kimlerin olduğu net değil. Bazı kaynaklar birkaç isim saymış olsa da açık olarak ortaya konan bir liste yok.
Mason locaları kapatıldıktan sonra İsmet Paşa hükümeti işlevsiz bir hale getirilerek devrilmişti.
Masonların tamamen kendi güçlerini yitirdiği için Atatürk’e yakın olup onu öldürme düşünceleri artık bir hayal ürünü değildir.
1999 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanı Sağlık Dairesi eski başkanı Kıdemli Albay Aytekin Ertuğrul’un M. Kemal’in ölüm nedeninin alkolik siroz değil sıtma olduğunu açıkladıktan bir süre sonra bütün sesler kesildi. Hiç kimse bu konu üzerine gitmedi, araştırmadı, araştırılmasına izin verilmedi. Susturuldu.
Peki, neden, niçin Ata’nın ölümü tam olarak açıklanmıyor. Niçin Gazi’nin vefat ettikten sonraki 4 ay boyunca cenazenin nerede olduğu belirtilmiyor?
Bunlar neden saklanıyor, arşivler niçin açıklanmıyor?
Acaba bu ölümün arkasındaki güçlerin şuanda askeriyenin içindeki kabuklaşmış yapılanmaya gidileceğinden mi korkuluyor?
Neden yalan tarih yazılıyor?
*
Evet, Localar kapatıldıktan sonra Gazi’nin etrafında Masonlar çoğalarak ‘’Zevat-ı Mutade’nin’’ değişmez isimleri olmuşlardı.
Askeri arşivlerden ulaşılan bilgilere göre bu grup içindeki birkaç isim Paşa’nın ölümünden sonra ve yapının atadığı adamlarla 60 darbesinde etkin rol oynamışlardı.
Kaynaklar Cevat Abbas Gürer gibi birkaç ismin mason olduğu için sofradan uzaklaştırıldığını yazsa da bu tamamen bir aldatmacadır. Aksine Gazi’nin etrafını iyici saran mason kültü M. Kemal’i çıkmaz ve yalnız bir sürece sokmuştu.
Devletin derinlerinde saklı olan ve o belgelere ulaşan sayılı isimlerden birinin söylediği sözler çok manidardır;
‘’180 yıllık gelenekten gelen bir yapılanma bazı zamanlarda sekteye uğrasa da Atatürk döneminde ’’Zevat-ı Mutade’’ ile tekrar oturaklaştığı gözüküyor. (Ata vatan için çalışırken, yanındakiler öyle değildi) Ata’nın ölümüyle de süreç tamamen millilikten çıkmış, çıkarcı akil adamlar birliğine dönüşmüştü. Hem liderleri hem de grubun büyük çoğunluğu mezhepsel masoniklerdi.’’
Evet, Atatürk’ün ortadan kaldırılması düşüncesi bir hayal ürünü olmaktan çıkmıştır. Planlanmıştır ve uygulanmıştır. Gerçekler bir gün ortaya çıkacaktır.
Bu gerçeği artık kimsenin inkâr etmemesi gerekiyor. Genelkurmay arşivleri bu soruların cevabını niçin vermiyor neden aydınlatmıyor bilemiyoruz.
Yoksa Atatürk’ün ölümünde Masonların arkasındaki güç olan hainlerinde etkisinin olduğumu saklanmaktadır.
Sağlık sorunlarının ve diğer gerçeklerin karanlıkta kalması, yanlış teşhislerin açığa çıkmaması kimin faydasınadır?
Arşivlerin açılmasına bugüne kadar kimler, hangi başkanlar izin vermemiştir. Çok iyi incelenmelidir.
*
Ayrıca ’’Zevat-ı Mutade’’ toplantılara katılanların bazıları M. Kemal’in etrafında yer alan masonların en tepesindeki isimlerden oluştuğu ve bu isimlerinde doğruluğu yüksektir;
Rauf Orbay, Yunus Nadi, Şükrü Kaya, Adnan Adıvar, Ahmet Ağaoğlu, Hasan Ali Yücel, Tevfik Fikret, Nevzat Tandoğan, Jandarma Genel komutanı Galip Paşa, Mahkeme başkanı Necip Ali Küçüka gibi isimler Atatürk’ün etrafından hiç ayrılmamış masonlardır.
Çankaya sofralarına bunların içerisinden katılan bazı isimler, dar dairede Atatürk’ün en azılı düşmanlarıdır.
İsmet Paşa’nın Çankaya sofrasından uzaklaştırılması ve İnönü’nün gelişinin ardından yeniden mason locaların açılması ve M.Kemal’in ölümünün ardından ’’Zevat-ı Mutade’’ yerine farklı bir isim verilerek devam edilen akil adamlar toplantıları ne zaman gün yüzüne çıkartılacaktır.
60 darbesi kararını alan akil adamların bir numarası ve İnönü ile birlikte harekete eden isimlerin açıklanması için ne bekleniyor.
Darbe planlayıcı Şener Eruygur’un dahi üçüncü bir kez daha giremediği Encümen-i Daniş’in de bir üst kurulu gözüken Dostlar Meclis’inin de üzerindeki yapının acaba ’’Zevat-ı Mutade’’ ile bir ilişkisi var mı dır?
EL-CEVAP;
Evet vardır.
*
Son bir soru;
Rum dönmesi Ergenekon’un son bir numarası o büyük ve zengin şirketinden ülkenin kaderine etki eden kararları dışarıdan alırken ve Şener Paşa ile altındaki kadroyu Şener Paşa’nın üzerindekiler için feda ederken, neden acaba Rusya’dan ABD’ye tekrar geçti?
Ergenekoncuları hiç korkmadan şirketinde çalıştırırken, Rusya, Fransa ve Dış İlişkiler Konseyi’nin rahatsız olduğu bizim muhteşem Türk’ten dolayı mı ABD ile görüşecek?
Eğer onun için görüşecekse Fransız mason locasından, Büyük Üstad’ın ve bazı Türk masonların tasfiyesini neden istedi?
*
Hadi son birkaç soru daha;
Türk iktidarı Türkiye’de ki 15 bin mason içerisinde yer alan ve bilinen Ergenekoncu milletvekili ve bürokrasiyi ne zaman tasfiye edecektir?
Ermeni kökenli bir mason olan Perinçek’in ve arkadaşlarının TSK’daki yapılanmasının üzerine ne zaman gidilecektir?
Uğur Mumcu’yu öldüren Yeşil’den emir alan Abdullah Argun Çetin’i kimler öldürdü?
Veli Küçük’ten emir alan Perinçek ve ekibi ne zamana kadar daha susacak? Ve neyi bekliyorlar?
Haydar Aliyev’e suikast düzenleyen Abdullah Çetin ve arkadaşlarını Azerbaycan’da kimler destekliyordu?
Şener Paşa’da dâhil olmak üzere Ergenekon’un bir numarası ile irtibatı olmayan tutuklu Ergenekonculara konuşmayın emrini kim vermiştir?
Soruşturma devam ederken, dışarıdaki idareyi şuanda kimler sürdürüyor ve bu isimler ne zamana kadar özgür olacak?
Ergenekon’un görünmeyenleri, hayatlarını Büyük Kulüp ve Bebek Otel’inde geçiren bakan, başsavcı, bürokrat ve yargı üyelerini isimleri ne zamana kadar saklı tutulacaktır?
Ergenekon’un alt ve üst 12 bin kişilik kadrosu ne zamana kadar bekletilecektir? Eğer anlaşma sağlanacaksa 2010’u niçin bekliyorlar?
Mason toplantılarına katılan Hurşit Tolon ile Cumhurbaşkanı Jacques Chirac‘ın kendisinin yardımcısı olduğunu söyleyen Bedrettin Dalan’ın köşeye sıkışmış olması ve bir numaranın ona sahip çıkamamasına rağmen 4-5-6-7 ve 8’i hangi iktidar döneminde alacaklar?(1,2 ve 3 çok zor)
HSBC bombalamasından bir gün önce ulusal bir gazetenin deposundan yayılan yanık kokularının olduğu mekân da bulunan kod adlı Osman’ın Veli Paşa ile olan bağlantısı ne derecededir?
*
Son cümle;
Ergenekon yapılanmasının 28 Şubat, 80, 60 ve ittihatçı dönemlerinden bahsedilirken, Cumhuriyetin kuruluşundan Atatürk’ün ölümüne kadar geçen süresinin karanlıkta kalmasını isteyenler şimdilerde Atatürkçü diye geçinirken bunu bilen bazı parti başkanı ve yöneticileri ne zamana kadar daha kendilerini saklayacaklardır?
Ya; masonları öne sürerek kendilerini sürekli arka planda saklayan yapılanmalar bir gün ortaya çıkarsa…
*
Evet, Türkiye ŞAFAĞA doğru gidecektir.
Bunun hızlı olması da SULTAN FATİH ve YAVUZ SELİM gibi kahraman, yürekli, dürüst, kendi adamına yedirip içirmeyen, torpil ve adam kayırmadan siyaset yapan adam gibi adam LİDER’lerle olacaktır.
Kaynak: Rauf Atilla Polat-HaberX
changeTarget(document.getElementById("news_content"))

Hiç yorum yok:

Kategoriler

"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir... Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır..."
Mustafa Kemal ATATÜRK