9 Temmuz 2010 Cuma

Bu Mantıkla Terörle Mücadele Buraya Kadar

Zamanında bir başka Genelkurmay Başkanının kurmay ekibine bir not yayınlamıştık.

Büyük Türk düşünürü, yüce entellektüel, her gördüğü yeniliği ilerleme zanneden, kasaptaki ete soğan doğramayan ama kasapla köfte ekmek yiyen zat-ı muhterem Harp Akademileri'ndeki konuşmasında "farklı düşünme" adına bir örnek vereyim derken matematik ve mantık seviyesini de bütün çıplaklığı ile ortaya sermişti.

Aşağıda o notumuzun tam metnini bulabilirsiniz.


İlker Başbuğ'un dün (05 Temmuz 2010) Arena'da yayınlanan röportajını masaya yatırıp, onlarca noktasını eleştirebiliriz. Bu ülkede kurmay aklının tıkanmışlığına, kireçlenmişliğine ve körelmesine yönelik onlarca cümleyi cımbızlayıp ; yıllardan beri öne sürdüğümüz "Genelkurmay TSK'yı yönetemiyor" tezimizin altına yeni eklemeler yapabiliriz.

Yapmayacağız. Resim ortada. Sözün bittiği yerde daha fazla lafa gerek yok.

PKK'yı Çanakkale'de Türk Ordusu'na saldıran ordularla eş gösterecek bir söylem içerisinde olan Genelkurmay Başkanları; "ordu" yerine koydukları teröristlerinin siyasi uzantılarının kendilerine "sert konuşmasını" da sineye çekecekler artık.

Dünkü konuşmadan sadece bir an ; Türkiye'de eğitimin öğrenciye temel mantık kavramlarını aşılamada ne kadar yetersiz kaldığı ve Türk insanının muhakeme yeteneğinin vatandaştan, Genelkurmay Başkanına; Başbakan'dan bakanına nasıl dumura uğradığını ortaya koydu.

Hatırlarsınız Erdoğan geçenlerde "Herkes bir işçi alsa bir milyon kişiye iş bulunur" diye bir dahiyane formülle ortaya çıkmıştı.

Her işveren bir kişi işe alacaktı ve böylece Türkiye'nin işsizlik sorunu çözülmüş olacaktı. Lafazanlık insanı rakamlar dünyasından uzaklaşır ve rakamların dünyasından uzaklaşan gittikçe kendi lafazanlığına muhtaç kalır.

Erdoğan Türkiye'de 10 veya daha az işçi çalıştıran işletme oranının Türkiye'deki işletme sayısının çok büyük bir yüzdesini oluşturduğunu bilseydi veya bildiğini analiz etme yeteneği olsaydı; bir çok işletme için 1 ekstra işçinin istihdam seviyelerinde en iyi ihtimalle %10, en kötü ihtimalle ise %30-%50 istihdam artışına denk düştüğünü bilirdi.

Düşük kur politikası altında ezilmiş bir ekonomide işçi çıkarmamaya çalışan bu işletmelere 1 işçi daha al demekle küfür etmek arasında ince bir çizgi var ve Tayyip Erdoğan bu çizginin ve yediği 1 milyon küfrün farkında değil.

Çok geçmeden AKP hükümetinden yeni bir dahiyane fikir fışkırdı.

Bu sefer fikrin fışkırtanı , AB'den sorumlu bakan olup da, kendisi hakkında yazılan eleştirilere dava açan ; AB standartlarınden kendisi bile nasiplenmemiş olan Egemen Bağış'tı.

Bağış; profesyonel ordunun istihdam yaratacağı tezini savundu.

Profesyonel ordunun maliyetleri, sosyolojisi, stratejisine girmiyoruz bile.

Profesyonel ordunun yaratacağı istihdamın, ordu mevcudunun azalması ile işsizler ordusunda yaşanacak artış ile dengeleneceğini göremeyen bir bakandan sözediyoruz.

Bu ülkeyi temsil etsin diye altına onlarca imkan serdiğimiz bakan.

Ve bu dahiyane analizler , tespitler kervanına dün Arena'ya verdiği röportajla Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da katıldı .

Başbuğ mealen şöyle dedi:

"TSK'nın terör örgütünü bitiremediği tezi yanlıştır. Bugüne kadar yaklaşık 26.000 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Terör örgütünun mevcudunun 5 bin olduğunu varsayarsanız, TSK terör örgütünü 5 kere bitirmiş demektir"

Tekrar okuyun, yanlış okumadınız.

Matematiğin bu kadar fütursuzca kullanıldığı bir başka örnek vardır elbet ama bu kadar yakına düşenine biz rastlamadık.

Ülkenizin Genelkurmay Başkanının terör örgütünü bitirme matematiği ve bunla bağlantılı muhakemesi bu ülkeyi sevenler adına üzücü, düşmanları adına çok sevindirici bir noktada.

Bu mantıkla bakarsak; yaklaşık bir 4500 terörist daha sonra PKK'yı 6. kez bitireceğimizi müjdeleyecekleri günler de yakındır. Darısı 7. PKK'nın başına.

Zamanında bir başka Genelkurmay Başkanının kurmay ekibine bir not yayınlamıştık.

Büyük Türk düşünürü, yüce entellektüel, her gördüğü yeniliği ilerleme zanneden, kasaptaki ete soğan doğramayan ama kasapla köfte ekmek yiyen zat-ı muhterem Harp Akademileri'ndeki konuşmasında "farklı düşünme" adına bir örnek vereyim derken matematik ve mantık seviyesini de bütün çıplaklığı ile ortaya sermişti.

Aşağıda o notumuzun tam metnini bulabilirsiniz.

Başbuğ'un terminolojisi ile PKK'nın "insan kaynağı" sorunu olup olmadığını bilemeyiz ama her 5 bin teröristte bir PKK'yı bitirdiğini zanneden Genelkurmay Başkanları;

Her işletmenin bir kişiyi alması ile istihdam sorununun çözüleceğini zanneden Başbakanları;

Profesyonel ordu ile Türkiye'de işsizlik sorununa çare bulacağını zanneden Bakanları,

oldukça Türkiye'nin çok ciddi bir insan kaynağı sorunu olduğunu söyleyebiliriz.

Açık İstihbarat


Büyük Düşünür Hilmi Bey'in Kurmay Ekibine Zamanında Yayınlanan Not
Askerinin basina çuval geçirenlerle "Terör Konferansi" düzenleyen
Hilmi Özkök'ün;

bu davranisinin temel bir mantik/muhakeme hatasindan
kaynaklandigini ve bu hatayi ufak bir brifingle
düzeltmenizin çok büyük faydasi olacagini düsünmekteyiz.

Bu temel mantik/muhakeme hatasinin Hilmi Bey tarafindan nasil
içsellestirildigi Harp Akademileri komutanliginda yaptigi konusmada gizlidir.

Kendisi, olumlu bir vurgu ile "farkli düsünme" adina su örnegi vermistir.

Güney Kore'yi ziyaretim esnasinda Koreli bir gezi rehberinin sordugu su soruyu unutmuyorum;

1=5, 2=25, 3=125, 4=625 ise 5 nedir?

Bu soru aslinda bir matematik sorusu gibi görünse de, bir matematik sorusu degildir. Tamamen bir algilama ve soruya bakis açisiyla ilgilidir. Sorunun cevabi bir çogunun düsündügü gibi 3125 degil, 1'dir. Çünkü 1=5 ise 5=1'dir.

Sartlanmalarin zincirini kirmadan unutulmaz kisiler olamazsiniz.

Baştan aşağı mantık hataları ve çelişkilerle dolu Harp Akademileri konuşmasının
bu kısacık kısmı; genel konuşmanın mikrokozmosu özelliği taşımaktadır.

1) Sözkonusu olan bir matematik degil mantik sorusudur.
Dolayısı ile Hilmi Özkök'ün "bir matematik sorusu gibi görünse de" ifadesi; kendisinin görünen şeyleri algılamadaki yeteneği konusunda dinleyiciye yanlış bir izlenim vermektedir.

2) Mantiktaki "=" esitleme isareti ile; matematikteki "=" esitlik isareti
görsel olarak benzer ama içerik olarak çok farkli konumlardadir.
Daha fazla ayrinti için; rakam ve küme teorilerini inceleyebilirsiniz.

3) Bu sorunun cevabi Güney Koreli turist rehberinin belirttigi gibi "5=1" degil; "bir çoğunun düşündüğü gibi" 3125'tir.

Güney Koreli turist rehberi Genelkurmay Baskani'ni yanlis yönlendirmistir.

Ortada matematiksel bir esitlik degil (ki matematiksel bir esitlik olsaydi; bu rakam teorisi ile çelismek zorunda kalirdi) mantiksal bir eslestirme vardir.

Mantiksal eslestirmeler de; "ilginçlik" olsun diye yapilan çarpitmalara göre degil; kurulan mantik zincirinin içsel dinamigine göre ilerlerler

4) Farkli düsünme adina; her gördügü ilginçligi "degisiklik", "farklilik" zanneden Genelkurmay Baskani'nin unutulmaz adam olmak için
önce bazı "şartlanmaların", tarihsel ve teorik arka planını iyi etüd etmesi gerekir ki;

birileri gelip;

"TSK Terörle Mücadele Ediyor
ABD'de Terörle Mücadele Ediyor
Demek ki TSK ABD ile Birlikte Mücadele Etmeli"

cümlesini kurduğunda; bunu mantıklı bulup; askerinin başına çuval geçirenlerle, Terör Konferansı düzenlemesin.

Masaya beyni ile vurma iddiasinda olan Hilmi Özkök Bey'in Güney Koreli turist rehberlerinin yanlis yönlendirmeleri ile düstügü bu muhakeme/mantik
hatasindan döndürülmesi;

ABD'nin Terörü ile Mücadele Ederken;

Afganistan daglarina da;

Gabar daglarina da oglunu yollayan
bu Millet için
hayati önem arzetmektedir.

Koskoca konuşmada;

Liderlik adına;

Guggenheim ve İngiliz Tasarımcı Ross Lovegrove gibi örnekleri verip,

Mustafa Kemal'in ismini bile anmadığınız için;

masanızda yeralan Mimarlık ve Tasarım dergilerinin altında
kaybolduğunu anladığımız Nutuk'un yazarı Mustafa Kemal'in

Matematik ve Türkçe konusunda yaptığı ve yaptırdığı
çalışmaları; Hilmi Özkök'ün Bey'in içselleştirdiği anlaşılan
matematik ve mantık hatalarını düzeltmesi adına tavsiye ederiz.

Mustafa Kemal;

Guggenheim ve İngiliz Ross Lovegrove kadar değerli bir tasarımcı olmasa da;

Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök Bey'in bir sonraki liderlik konuşmasında örnek olabilecek bir kaç nacizane çalışması
olmuştur.

Kendisi değerli bir insan olup;

dikkatli bakarsanız arkanızdaki duvarda boydan bir portresinin olduğunu farkedeceksiniz.

Bundan sonraki çalışmalarınızda; arasıra da olsa kendisinden ilham almanız;

Millet'i fazlası ile mutlu edecektir.

Hiç yorum yok:

Kategoriler

"Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir... Türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… Türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır..."
Mustafa Kemal ATATÜRK